Radikal Laiklik Aşırı Laik(çi) Devletler
radikal laikliği yani din dışı bir diktatörlüğü severler. İktidarda bulunan laik elitler
bürokratlar
reformistler veya devrimciler
ideolojilerine çok bağlı oldukları için
başka görüşlere tahammülleri olmaz. Bu durumda dinin
bütün unsurlarıyla hem siyasî hayattan
hem de sosyal ve ferdî hayattan ihraç edilmesi ve dinsizliğin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Radikal laikçiler (ateistler)
dünyevîleşme ve dinden tamamen bağımsızlaşma adına dinin
sosyal ve siyasî hayattaki etkisinin tamamen yok olmasını arzu ederler.
Devletin yanında toplumun da laik olması yönünde sürekli olarak
devrimlerin veya kamusal baskının yapılmasını savunurlar. Komünist
sistemlere bağlı eski Doğu Blok ülkelerinde bu tür laiklik uygulamaları
görülmüştür.
Kontrollü Laiklik Böyle bir laik devlet
Laikliği kendi kontrolünde tutan bir devlettir. Din işleriyle devlet işlerinin birbirinden ayrılmasından ziyade
dinin devlet tarafından baskı ve denetim altına alınmasıdır. Kişilerin
ferdî inançlarını ve ibadetlerini koruyan ve-fakat toplumsal ve siyasî
bir nitelik kazanmasını arzu etmeyen bir laiklik anlayışı burada
hâkimdir. Böyle bir laikçi uygulamada
kamusal hayatta dinî simgeler kabul edilemez
dinî hayat sadece özel alanda geçerli olmalıdır. Böyle bir laik sistemde
dinî cemaatler özerk değildir. Diyanete
siyaset ve hükümet hâkimdir. Yani
dinî cemaatlerin liderlerini ve din adamlarını siyasetçiler tayin eder.
Din hizmetleri böylece resmî kalıplar ve ideolojiler çerçevesinde memur
statüsünde din adamları tarafından yerine getirilir. Kısacası
din
siyasîleştirilir
resmîleştirilir veya kamulaştırılır.
Demokratik Laiklik Tarafsız Laik Devletler
demokrasiyi benimsedikleri için
din ve vicdan hürriyetini
hem kapsam (özel-kamu alanı ayırımı yapmadan)
hem de dinî gruplar açısından (dinî cemaatler arasında ayırım yapmadan)
hiçbir sınırlama koymaksızın teminat altına alırlar. Demokratik ve laik
bir düzende
devlet farklı din ve inançlara saygılıdır
içişlerine karışmaz
dinî cemaatler de devletin içişlerine karışmamakla beraber
örgütlü bir sivil toplum (cemaat) olması hasebiyle
diğer menfaat grupları gibi
siyasî konularda fikirlerini demokratik bir ortamda serbestçe açıklar ve siyaseti
kendi dünya görüşlerine göre etkilemeye gayret ederler. Bazı konularda devletle fikrî çatışmalara da girebilir
uzlaşma sağlanamadığı durumlarda dinî cemaatler halkı bu konularda
uyarabilir ve hükümetlere sivil muhtıra (oy vermeme tehdidi) verebilir.
Devlet
dinî cemaatlerin eğitim
sosyal hizmetler
dinî ayin gibi faaliyetlerini engellemediği gibi
bunlara maddî ve manevî destek de verebilir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Laiklik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Laiklik uygulamaları
kendine özgü çizgiler içerse de uygulamalar açısından yukarıda izah
edilen laiklik türlerinden hangisine acaba daha yakındır? Cumhuriyet ve
onun en önemli temellerinden biri olan laiklik
demokrasiye uygun bir şekilde mi icra edilmekte ya da
(radikal-kontrollü) laikliği korumak adına dindarların özgürlük alanı
daraltılmakta mıdır? Demokrasi ve özgürlük uğruna (radikal-kontrollü)
laiklikten vazgeçmek
Cumhuriyet için bir tehdit olarak algılandığına göre demokratik laiklik
anlayışına hiçbir surette izin verilmeyecek mi? Ramazan ve Kurban
Bayramları gibi İslâm dininin bayramlarının resmî tatil olduğu bir
ülkede bir taraftan dindar (Hıristiyan
Yahudi veya Müslüman) olup olmadığına bakmaksızın herkesi Müslümanlar
gibi dinî bayram yapmaya zorlayacaksın ama diğer taraftan da Cuma
namazına gitmek isteyen kamu personelini veya kamu alanında başörtülü
olarak çalışmak isteyen bir bayanın meslekî kariyerini engelleyeceksin.
Bu nasıl bir laik devlet modelidir? Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir
laik model tanımı yapmak kaçınılmazdır.
Prof. Dr. Ali Seyyar (Sosyal Siyaset Uzmanı)